Gezmeyi Çok Seviyorum





Gezmeyi çok seviyor bizim kız. Daha evden çıkma hazırlıklarına başlar başlamaz heyecanlanmaya başlıyor. Dikkatle nasıl hazırlandığımı seyrediyor. Sabırla bekliyor. Tam kapıdan çıkıp arabaya yerleşiyoruz işte o zaman gezmeye gittiği kesinleşiyor ya, keyfine diyecek yok. Arabada bana gülücükler dağıtıyor.
Datça'da gitmediği yer kalmadı. Gündüzleri genelde güneş ve sıcaktan kaçtığımız için evde vakit geçiriyor ama geceleri hep dışarda :) Yine de denize girmeye gitti bizimki. Akşam yemeklerini genellikle dışarda yiyoruz. Gittiğimiz her yerde tüm masalardan iltifatlar alıyor. Genellikle ilk tepki "ne kadar da küçük" oluyor. "Şimdiden gezmeye başlamış" diyenler de çıkıyor. Ama en çok "ne çirkin kız" diyorlar. Bu Datça'da yaygın bir tepki. Nazar değmesini istemediklerinden güzel veya tatlı gibi olumlu ifadeler kullanmazlar. Ama tuhaf bir dialog oluyor gerçekten de. İnsanlar "ayyy ne çirkin bebek" diyor, biz ise "ay çok sağolun" diyerek teşekkür ediyoruz :))) Yemek başlayınca, genellikle masa başında kendi arabasında otururken Defne bizi izliyor. Sanki ciddi bir toplantı yönetiyor edasıyla genelde ciddi bir ifade ile herkese bakıyor. Ama göz göze geldiği anda gülmeyi ihmal etmiyor. Kibar bir kız.
Bu arada kuzeni Ateş, Defne'ye çok iyi bakıyor. O'nu arabası ile dolaştırıyor, ağladığında "ne oldu?" diye soruyor, arada ninni söylüyor ve uyandığında veya uyuduğunda hemen bana haber veriyor :) Teşekkürler kuzen Ateş!

Hiç yorum yok: