Anneanne Çok Komiksin
Anneannem beni çok güldürüyor. Karşıma geçip komiklikler yapıyor. Çok hoşuma gidiyor. Önce merakla izliyorum ama sonunda dayanamayıp çok gülüyorum. Sen çok yaşa anneanne hep güldür beni böyle. Bayılıyorum sana :)
Aşı ve Ateş
Defne geçen Salı aşı oldu. 5'li karma, pnömokok ve verem aşısı oldu. İki bacağı ve sol kolunda aşı yerleri kızarmış ve gözlerinde yaşlar sağlık ocağından çıktık. Biraz ağladı ama şaşkınlıktan ve ne olduğunu çalıştığı için daha çok derin derin iç çekmekle yetindi. Akşama ateşi çıktı; 37.5. Hem canı yanmış hem de ateş'ten sıcak basmış olarak sıkıntılı bir gece geçirdi. Uzun uzun söylenerek yattığı yerden bana manalı manalı baktı. Ateşi düşsün diye içtiği yarım ölçek Calpol etki edince rahat bir uykuya daldı. Sabah olduğunda yaşına ve bünyesine ağır gelen onca badire atlatmasına rağmen kuzu kızım yine de çok sevimliydi.
Tenten
Çok Keyifliyim
Sabah uyandıktan sonra, karnı da doydumu Defne'nin keyfine diyecek yok. Gülücükler dağıtıyor, sabah sporunu yapıyor (yani ellerini, kollarını, bacaklarını ve ayaklarını her yöne hızlı hızlı ve heyecanlı bir şekilde hareket ettiriyor), etrafı inceliyor...
Ama siz bir de açken ve uykuya dalmaya çalışırken görün. Asabiyet dorukta, kaşlar çatılmış, alt dudak bükülmüş olarak başlıyor söylenmeye. Eğer dayanabileceğinden biraz daha uzun sürerse (1 en fazla 2 dakika sonra) beklentilerinin karşılanması, bu sefer küçük çığlıklar atmaya başlıyor. Hemen ardından da kocaman bir sesle ağlıyor. Aralarda durup bakınıyor büyük bir sinirle "duymuyor musunuz beni" dercesine. Hele çenesi titremiyor mu... Çok sinirleniyor çok.
O sinirleniyor, ağlıyor, bazense çaresizlik içinde bakınıyor peki ya ben? Ben çok üzülüyorum O kızdığında. Hiç kıyamıyorum. Hemen ne istiyorsa yerine getirmeye çabalıyorum. Ama daha bilmiyor sabretmeyi ve öğrenmedi beklemeyi. Belki de her acıktığında Onu doyuracak, her ağladığında koşup Ona yardım edecek, Onun isteklerini karşılamak için deli divane olacak birilerinin sürekli etrafında olduğunu unutuyor.
Neyse ki karnı doyunca hemen rahatlıyor.
Güzel Bir Buluşma
Defne'nin Norveç'ten büyük amcası ve yengesi ile kuzenleri de Datça'dalar. Dün Defne ilk defa onlarla tanıştı. O kadar keyifliydi ki görmeye değerdi. Hepsinin sırayla kucaklarının uzun uzun tadını çıkarttı. Bu sevgi dolu, çok rahat ve içini ısıtan kucakların sahiplerini unutmamak istercesine onları dikkatle inceledi ve tüm ayrıntıları aklına yazdı. Tekrar bir araya geldiklerinde hepsini çok net hatırlayacağına eminim.
Defne Tatilde
İşte ilk tatiline çıktı bizim Çakır Hanım. Uçak yolculuğunu hiç yadırgamadı. Sadece inişte çok ciddi bakışlarla kemerine iyice tutunup etrafı süzdü. Uçağın tekerleri yere değipte fren yapmaya başladıktan sonra ise, hiç hareket etmeden öylece bekledi sanki hareket etse uçak duramayacakmışcasına :) Datça'ya vardıktan sonra rahatladı. Sıcak olduğundan sıkılır diye endişe ediyordum ama keyfi pek yerinde. Uzun uzun uykular uyuyor. Hatta dün gece karnını doyurması için O'nu uzun uğraşlarımıza rağmen uyandıramayınca pes ettik ve kendisinin uyanıp mama istemesini beklemeye karar verdik. İyi tatiller Defne. Umarım ilk tatilin çok keyifli geçer.
Çakır Hanım
Defne geçenlerde rutin kontrolleri için doktoruna gitti. Kapıdan girerken Doktoru O'na "Çakır Hanım ne haber?" diye seslenince çok şaşırdım. Sanırım Defne'nin gözlerinin mavi renk olarak kalacağını düşünüyor diye içimden geçirdim. Sonra eve gelip annemlere anlattım. Meğerse griye çalan mavi renk gözlere çakır denilirmiş. Doktorunun koyduğu takma isim kızıma çok yakıştı. Artık bizde aramızda O'na Çakır Hanım diyoruz. Söyledikçe daha çok hoşumuza gidiyor. Sanki arasıra çatılan kaşlarına, ciddi bakışlarına pek uygun bu isim. Çakır Hanım çok tatlısın :)
Defne Tatil Hazırlığı Yapıyor
Cuma günü tatile çıkacağı için bavulunu hazırladı ve önden yolladı ihtiyaçlarını. İlk tatili olacak Defne'nin. Hepimiz çok heyecanlıyız. Bugün doktora gidip son bir kontrolden geçtik. Herşey yolunda, yolculuk için hiç bir manimiz yok.
Gider gitmez şöyle deniz kenarında, mayosu ve güneş gözlükleri ile bir fotoğraf çektirir herhalde :)))
1 Haziran 2009
Defne Hanım planlı doğum tarihi olan 4 Haziran'ı bekleyemedi ve erken doğmaya karar verdi. 1 Haziran günü sabah saat 10:40'da aramıza katıldı. Biraz sabırsız olduğunu ben zaten içerdeki hareketlerinden sezmiştim ama konduramamıştım. Doğum sonrası telaşı, heyecanı ve alışma süreci nedeniyle daha önce fırsat bulup fotoğraf yükleyemedim. Ama artık biraz daha kendimize geldik ve nihayet işte Defne kızımızın ilk fotoğrafları...
Oyuncaklarım Çoook Komik
Oyuncaklarıma çok gülüyorum. Hepsi komik ama en çok, tupturuncu ördeğim komik. Ne zaman uyansam kendisini bana bakıyor buluyorum. Minik gözlerini dikmiş bana bakıyor. Sonra bazen annem onu, benimle konuşturuyor. Ne dediğini anlamıyorum ama komik birşeyler diyor mutlaka. Çoğu zaman gerçekten komik olduğundan ama bazende ayıp olmasın diye gülüyorum. Acaba ayıp olmasın diye güldüğüm anlaşılıyor mudur? Anlaşılsa bile annem bana kızmaz ki, çünkü beni çok ama çok seviyor.
Beni görmek için blog'umu ziyaret eden herkese kucak dolusu sevgiler, Defne.
Oyun Köşesi
İşte Defne’nin oyun köşesi. Canı sıkıldığında oyun köşesine uzanıyor ve mavi kulaklı fili, kocaman ayaklı kuşu, şaşkın bakışlı eşeği, komik yeleleri olan aslanı izliyor. Bu sıra fonda bebek melodisi çalıyor. Ara sıra gözü hemen kenarda uçuşan kelebeğe takılıyor. Bir de zaman zaman kelebek kadar iri bir uğur böceği dikkatini çekiyor. Elini uzattığında ise bir tarafı ayna olan bir papatyayı yakalıyor. Ayağını yeteri kadar uzatabildiğinde bir tekmesi ile havada gezinen bu arkadaşlarının daha hızlı hareket edebilmelerini sağlıyor. Şaşırıyor, gülüyor, merakla izliyor. Uzun uzun seyrederken göz kapakları ağırlaşıyor, sonra onlarla yeşil çimenler üzerinde koşuşturduğu bir rüyaya dalıyor. Yüzündeki tebessümden çok eğlendiği anlaşılıyor.
Minik Ayaklar için Minik Çözüm
Minik ayaklarımıza bütün ayakkabıların büyük gelmesi probleminden, Defne'nin 40'ını çıkarttığımızı anlattığım yazıda değinmiştim. Buna fotoğrafta gördüğünüz gibi bir çözüm bulunmuş durumda... Ayakkabı görünümlü çoraplar :))) Evet bu muhteşem icat sayesinde artık Defne ayaklarına büyük gelen ayakkabılardan dolayı sıkıntı çekmiyor, onun yerine ayakkabı görünümlü çoraplarını giyip keyfine bakıyor.
Nasıl olsa yakın zamanda ayakları büyüyecek ve bir birinden şık ve güzel ayakkabılarını giymeye başlayabilecek :)
Melek
Sihirli mi Sihirli Emzik
Emzik, bazılarının değimiyle yalancı meme nasıl sihirli anlatamam. Defne'nin en asabının bozulduğu, en sinirli olduğu, kıyametleri kopardığı anda kendisine ikram ettiğimiz emzik ile birlikte herşey bitiyor. Birden bire Defne büyük bir sükunet içersinde önemli bir iş yapıyor edasıyla emmeye başlıyor. Dünyayı unutuyor. Eğer karnı çok aç değilse ve ciddi bir rahatsızlığı yoksa sihirli emzik hepimize bir OH! dedirtiyor. İşte tam da bu nedenle, bu sihirli unsuru kıymetli bir koz olarak saklıyor, en ihtiyaç duyduğumuzda kendisine sunuyoruz :)İşte emzik ile bazı buluşmalardan sahneler...
Defne Kırkbir Günlük Oldu
Defne'nin bugün 40'ı çıktı. Bu 40 günün hikmeti nedir? Tarihte neye dayanır merak ettim doğrusu? Babam araştırmış, 40 günün önemi Sümerlere kadar gitmekteymiş. Ancak tam olarak 40 günün ne gibi bir özelliği olduğunu anlayamadım doğrusu. Tek anlayabildiğim Sümerlerin astronomide çok ileri oldukları ve 40 günün Venüs gezegeninin hareketleri ile ilgisi olduğu.
Sonuçta 40 günde Defne büyüdü daha bir kendini buldu, ifadesi olgunlaştı ve gülücükleri ile bizimle iletişim kurmaya başladı. Biz de bugünün şerefine kendimizce bazı hazırlıklar yaptık. Defne'yi Babannesinin organize ettiği bir törenle yıkadık. Sonra üzerine büyük gelmeyen en cici kıyafetini giydirdik ve büyük annanesi, büyük teyzesi, kuzeni Ateş ile birlikte kutlamamızı yaptık, fotoğraflar çektik. İşte bu fotoğrafların bazıları... Ancak en küçük ayakkabımız hala biraz ayağımıza büyük geliyor :(
Bu arada Defne'nin üzerinde gördüğünüz kıyafetin cepleri var. Elini cebine soktum ne yapacak diye. Sonra karıştırmaya başladı sanki birşeyler arar gibi. Çok komikti görmeliydiniz. Sadece fotoğraf çekebildim keşke kameraya alabilseydim. Görülmeye değerdi doğrusu.
Yüz ifadesi "O ooo nereye koymuştum anahtarımı?" diyormuş gibi :)))
Gece ve Gündüz
İşte Defne'nin gece ve gündüz halleri. Gündüzleri ciddi ve meraklı, geceleri ise uykulu ve sevimli. Gerçi bu ifadelerim zamanında uyuduğu durumlar için geçerli. Yoksa kendisinin asabi halleride mevcut ama o hallerini burada sergilemek istemiyorum.
Ne zaman asabi olsa kendisini çok sevdiği ana kucağına yatırıyoruz ve çok derin bir uykuya dalıyor. Neyse ki ana kucağı var :)))